Pandemide 1 yılı geride bıraktık. Bu süreci dayanıklılıkları ve yaratıcılıkları ile avantaja çeviren 4 Yves Rocher çalışanının hikayesine gelin bir göz atalım.
Alışılmadık bir yıl
Pandemide ister tek başınıza ister sevdiklerinizle ve arkadaşlarınızla sokağa çıkma yasaklarını herkes farklı şekilde yaşadı. Benzeri görülmemiş bu durumla karşı karşıya kalan herkes, bu zor zamanları atlatabilmek için ellerinden geldiğince çaba sarf etti. Hatta bazıları bu süreci avantaja bile çevirdi. İşte bundan en iyi şekilde yararlanan ve bize bunun gibi zamanların nasıl faydalı olabileceğini gösteren Gabriella, Elodie, Gina ve Fiorella’nın hikayeleri…
Gabriella, Yves Rocher İsveç, alışkanlıklarınızı değiştirin
2020’de üstüne basa basa söylediğimiz ‘doğa ile yeniden bağ kuralım’ söylemi benim için İsveç’te pek de yeterli değildi. Sosyal etkileşimi ve seyahati çok seven şehirli bir kız olarak şunu söyleyebilirim ki pandemi hepimizi yaratıcı olmaya ve kalıplaşmış fikirlerin dışına çıkıp, yeni olasılıklar denemeye itti.
Muhteşem İskandinav doğasına ve denize yakın olmaya hiç bu kadar minnettar olmamıştım.
Yurtdışındaki plaj tatillerim yerini köpeğimle sahilde sessiz yürüyüşlere bıraktı. Kışın bile soğuk denizde yüzebilmek için eğitim almaya başladım. (Ve başarılı oldum. Şimdi haftada üç kez 4 derece suda yüzmeye gidiyorum.)
En önemlisi de doğa ile yeniden bağ kurdum ve kendimde ve hayatta önemli değerlerin farkına vardım: sağlık, samimiyet ve ait olma duygusu.
Elodie, Yves Rocher Belçika: Konfor alanınızdan çıkın
İlk yasaklar başladığı anda bende büyük bir şok etkisi yarattı. Kendime odaklandım ve yapmak istediklerimi düşündüm. Hayatımda esas olan şeylere odaklanma fırsatı buldum.
Dahası, yasaklar başladığı sırada 6 yıldır çalıştığım işimden ayrılma kararı almıştım. Çalıştığım yerde büyük değişikliklere dahil edilmiş ve birbirinden iyi iş arkadaşlarına sahip olmuştum. Ama yine de değişiklik istedim. Risk almalı ve konfor alanımdan çıkmalıydım.
Yves Rocher bir süredir aklımdaydı. Güçlü değerlere sahip olan bu güzel markanın vizyoner, kararlı ve özgün yaklaşımı dikkatimi çekmişti. Fransız olmama rağmen eğitim için Belçika’ya gelmiştim. Sonrasında da staj ve tam zamanlı işime başladım ve burada kalmak istiyordum. Belçika ve Hollanda pazarları hakkında da yeterli bilgi birikimim vardı. Bu yüzden bu yolda devam etmek istedim.
Bu durum ailemi ve arkadaşlarımı şaşırtan bir karardı. Ama yasaklara rağmen tutkumun peşinden gittim ve uzun süre (marttan hazirana kadar) uzaktan yürüttüğüm iş görüşmelerim sonrasında Yves Rocher’de işe başladım. Kimse ile yüz yüze görüşemeden hatta ofise bile gitmeden işi kabul ettim.
Kısa süre sonra tekrar yasaklar arttırıldı ve kendimi evden çalışma düzeninde buldum. Bu durum benim başkaları ile teknoloji sayesinde iletişim kurmama, buradaki ekibimle, genel merkez çalışanları ile ve farklı ülkelerdeki yöneticiler ve çalışanlarla iyi ilişkiler kurmama vesile oldu. Anladım ki evden çalışmak da insanları kolayca bir araya getirebiliyor.
Fiorella, Yves Rocher Fransa: tutkularınızı keşfedin!
Yasaklar bana kendim hakkında daha fazla şey öğrenme ve tutkularımı keşfetme fırsatı verdi. Keşfettiğim tutkulardan biri de en yakın arkadaşım sayesinde resim yapmak… Resim yaparken aniden bir sakinlik hissine kapılıyorum ve zaman uçup gidiyor. Yaratıcılığımı ifade etmeme ve anda kalmama yardımcı oluyor. Yaptığım resimlerimi sevdiklerime hediye etmek ise beni en mutlu eden şey!
Resim yapmaya haziran ayında başladım ve zaman bulduğum her an yapmaya da devam ettim. Bir resime başlarken öncelikle kaba bir taslak oluşturuyorum: önce dijital olarak photoshop yardımıyla sonra da renk paletimi seçerek kâğıt üstünde bu taslağı tamamlıyorum. Arkadaşlarım ve ailem benden evlerini dekore etmek için hayvan ya da doğa temalı resimler yapmamı istediler. Hatta birkaçını doğum yapacak arkadaşlarıma bebek hediyesi olarak bile verdim. Pandemi sayesinde keşfettiğim bu tutkum bana çok büyük keyif ve motivasyon sağladı.
Gina, Yves Rocher Kanada: kendinize biraz zaman ayırın
Alışkanlıklarımızın alt üst olması ve hayatlarımızın aniden değişmesinin üzerinden 1 sene geçti. Ben, yaşadığımız her zorluğun bir de olumlu tarafı vardır düşüncesine inanıyorum. Bu yüzden hayattaki en ufak şeyleri bile sevmeyi, onları kabul etmeyi ve hatırlamayı kendime görev edindim. Birkaç ay önce bitkilerin ne denli muazzam olduklarını fark ettim ve yeni bir ilgi alanı edindim. Yasaklardan önce evimde sadece bir bitkiyi yaşatmaya çalışırken, şimdi altı farklı bitki evimi aydınlatıyor. ✨ Büyüyen her bir yaprak beni etkilemeye devam ediyor. Bitkilerle geçirdiğim zaman, kendimi yeniden bulmak ve çevremde olup biteni daha fazla anlamama yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra kendime daha fazla vakit ayırmaya karar verdim ve meditasyon yapmaya başladım. Bu kendimi yeniden keşfetmek, çevremin ve kendimin farkına varmak için kendime ayırdığım en güzel an… Bu alışkanlıklar normale döndüğümüzde de hayatımın bir parçası olacaklar...